Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne (KKTC) gerçekleştirdiği ziyaret, hem Türkiye hem de Kıbrıs gündeminde büyük yankı uyandırdı. Bu ziyaretin ardından, Rum Yönetimi'nin tedirginlik yaşadığı gözlemlendi. Erdoğan'ın KKTC’ye yaptığı bu ziyaret, sadece iki ülke arasındaki ilişkiler için değil, aynı zamanda Akdeniz'deki jeopolitik dengeler açısından da önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Türkiye'nin KKTC’ye verdiği desteğin gösterilmesi, Rum kesimi tarafından endişe ile karşılandı. Peki, bu ziyaretin ardındaki nedenler ve etkileri neler? İşte detaylar…
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023 yılının Ekim ayında KKTC'yi ziyaret etti. Ziyarette KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile bir araya gelen Erdoğan, iki ülkenin ilişkilerini güçlendirmek için çeşitli anlaşmalara imza attı. Ziyaret anında yapılan açıklamalarda, Türkiye’nin KKTC’ye olan tam desteği bir kez daha vurgulandı. Bu durum, özellikle Rum Yönetimi’nin kaygılarını artırdı. Rum yönetimi, Türk tarafının bu şekilde güçlenmesinin, Kıbrıs'ın reunifikasyon sürecini olumsuz etkileyeceğinden endişe ediyor. Tarihsel olarak, Kıbrıs sorunu, iki toplum arasında derin bir ayrışma yaratmış ve hala çözülmemiş durumdadır. Erdoğan’ın ziyareti, KKTC’nin uluslararası algısını pekiştirecek bir adım olarak yorumlanıyor, bu da Rum Yönetimi’nin korkularını artırıyor.
Erdoğan’ın KKTC ziyareti sadece iç politikada değil, uluslararası arenada da geniş yankılar buldu. Birçok ülke, ziyareti dikkatle izlerken, Avrupa Birliği (AB) ve Birleşmiş Milletler (BM) gibi uluslararası kuruluşlar da bu durumu değerlendiriyor. Rum Yönetimi, Türkiye'nin KKTC'ye yaptığı güçlü destekle birlikte, uluslararası ilişkilere karşı daha fazla dünya desteği bulamama korkusunu taşıyor. Ayrıca, bu ziyaretin ardından, Kıbrıs'la ilgili müzakerelerin yeniden başlaması ya da bugüne kadar elde edilen kazanımların sorgulanması gibi endişeler de dile getiriliyor. KKTC tarafı, Türkiye’nin desteği ile daha bağımsız bir politika izlemeye teşvik edileceğini düşündüğünden, bu durum iki toplum arasında tansiyonu artırabilir.
Kıbrıs sorunu, geçmişte yaşanan çatışmalar ve çözüm çabalarıyla dolu bir tarihe sahiptir. Erdoğan’ın KKTC’ye yaptığı bu ziyaretin, Rum Yönetimi’nin kaygılarını artırmasının yanı sıra Akdeniz’deki enerji araştırmaları ve doğal gaz rezervleri üzerindeki baskıyı da artıracağına işaret ediliyor. Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon kaynakları, bölgedeki ülkeler arasında gerilim yaratırken, KKTC’nin bu konudaki pozisyonunun güçlenmesi Rum kesimi açısından kabul edilemez bir durum olarak algılanıyor. KKTC, Türkiye’nin de desteğiyle, uluslararası platformlarda daha fazla ses bulabilme potansiyeline sahip.
Sonuç olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın KKTC ziyareti, geçmişten gelen tarihi ve politik unsurları yeniden gündeme getirirken, bölgedeki dengeleri de sarsabilir. Rum Yönetimi’nin endişeleri, sadece politik olarak değil, aynı zamanda halklar arasında yaşanan huzursuzluk açısından da önemli sonuçlar doğurabilir. Her ne kadar KKTC’nin bağımsızlığı ve kendi politikaları açısından destek bulması kıymetli olsa da, bu durum, Kıbrıs sorununun çözümünde olumsuz etkiler yaratabilir. Gelecek süreçte, hem Türkiye hem de Rum tarafının atacağı adımlar, Kıbrıs’ın geleceği açısından belirleyici olacaktır.