Son yıllarda yaşanan büyük depremler, fiziksel etkilerinin yanı sıra ruh sağlığı üzerinde de derin izler bırakmaktadır. Afet sonrası yaşanan stres, kayıplar ve belirsizlik, bireylerin psikolojik durumunu olumsuz etkileyebilir. Depremler sonrası birçok insan anksiyete, depresyon gibi ruhsal sorunlarla karşılaşabilir. İşte, bu noktada önemli bir uzman görüşü, kişiler için rehber niteliği taşıyabilir. Uzman psikolog Ahmet Yıldırım, depremin ruh sağlığı üzerindeki etkilerini ve bu durumla başa çıkmak için atılacak adımları öneriyor.
Depremler, insanların hayatında beklenmedik ve travmatik bir değişikliğe yol açarak ruh sağlıklarını olumsuz yönde etkileyebilir. Afetin hemen ardından, insanların yaşadığı duygusal karmaşa oldukça yaygındır. Kayıp duygusu, güvensizlik ve yalnızlık sıkça karşılaşılan ruhsal sorunlardır. Bu durumlar, birçok bireyin günlük yaşamını ve sosyal ilişkilerini olumsuz etkileyebilir. Özellikle aile bireyleri veya yakın arkadaşları kaybedenler, bu süreci daha zorlu bir şekilde atlatabilirler.
Uzmanlar, depremlerin yarattığı travmanın insanlar üzerinde belirli semptomlara yol açabileceğini vurguluyor. Anksiyete, uykusuzluk, huzursuzluk ve konsantrasyon eksikliği, bu semptomlardan sadece birkaçıdır. Uzun süreli etkiler, sosyal fobi ve depersonalizasyon gibi ruhsal rahatsızlıklara yol açabilir. Bununla birlikte, travma sonrası stres bozukluğu (PTSD) gibi daha ciddi durumlar da meydana gelebilir. Bu nedenle, bireylerin ruh sağlıklarını korumaları ve destek almaları oldukça önemlidir.
Ruh sağlığını korumak ve deprem sonrası bu zor zamanları daha kolay atlatmak için uzman Ahmet Yıldırım’ın önerilerini dikkate almak faydalı olabilir:
Değişen ruhsal durumları gözlemlemek, kişinin iyilik hali için büyük önem taşır. Deprem gibi travmatik olaylar yaşandıktan sonra, gün sonunda kendimize sunacağımız en büyük hediye, ruh sağlığımızı öncelikli hale getirmektir. Unutmayın ki, bu süreçte yalnız değilsiniz ve yardım almak, iyileşme yolunda atılacak en önemli adımlardan biridir.