Son dönemlerde, Karadeniz'in simgesi haline gelen hamsi balığı avında ciddi bir kriz yaşanıyor. Gıda fiyatlarının artış gösterdiği ve denizlerin derinliklerindeki ekosistem değişikliklerinin etkileri hissedildiği bu dönemde, balıkçılar, bilinmedik bir tehlikeyle karşı karşıya kaldılar. Hamsi balığının yok denecek kadar az bulunması, tekne sahiplerini ve balıkçılığı geçim kaynağı olarak seçen birçok aileyi zor durumda bıraktı. Hamsi avında yaşanan bu düşüş, daha önce hiç bu kadar erken teknelerin limana dönmesine neden olmamıştı. Esnafın bu durumdan ne kadar etkilendiğini ise ilerleyen bölümlerde inceleyeceğiz.
Hamsi, Türkiye'nin ikonik deniz ürünlerinden biri olarak bilinirken, bu yıl denizlerdeki görünürlüğü giderek azaldı. Özellikle Karadeniz bölgesinin balıkçıları, normal sezonun sona ermesinden önce erken av sezonunun sona erdiğini bildiriyor. Normalde sezon ortasında yoğun bir av dönemi yaşanırken, bu yıl kıyılarda neredeyse hiç hamsi görülmedi. Teknelerin limana dönüş hikayeleri ise balıkçıların yüzündeki kaygıyı daha da belirgin hale getiriyor.
Tekne sahiplerinin çoğu, bu yıl daha az balık avlayarak büyük kayıplar yaşadı. Özellikle geleneksel yöntemlerle avlanan balıkçıların, büyük bir mali sıkıntıyla karşı karşıya kaldığı görülüyor. Denizlerdeki hamsi azalmasının sebepleri arasında iklim değişikliği, aşırı avlanma ve kirlilik gibi faktörler en çok öne çıkan nedenler arasında. Bu da balıkçılar için belirsizlik ve karamsarlık doğuruyor. Eğer bu sorunlar çözülmezse, bu yıl hamsi avıyla ilgili son bulup bulamayacağımızı kimse öngöremiyor.
Hamsinin azalması, sadece balıkçıları değil, aynı zamanda tüketicileri de etkileyecek. Özellikle yılbaşı gibi özel günlerde hamsinin tüketimi artarken, fiyatların ciddi bir şekilde yükselebileceği uzmanlar tarafından dile getiriliyor. Hamsi yerine alternatif deniz ürünleri tercih etme fikri bile akla gelsin, bu durumun ekonomik yansımaları göz önünde bulundurulduğunda, balıkçılar üzerindeki baskı daha da artacak gibi görünüyor.
Bununla birlikte, komşu ülkelerdeki balıkçılık uygulamaları, Türkiye'dekilerle kıyaslandığında sürdürülebilir yöntemler izliyor olabilir. Gelecek sezonlar için balıkçılığın daha bilinçli yapılması ve hamsi sürülerinin korunması adına yapılması gerekenler arasında; avlanma kotalarının belirlenmesi, kirlilikle mücadele edilmesi ve denizlerin korunması konularında dikkatli adımlar atılması var. Hükümetin ve ilgili diğer kurumların, balıkçılık sektörüne yönelik istihdam ve sürdürülebilirlik projeleri oluşturması bu noktada hayati önem taşımakta.
En son durumda, hamsi avındaki durgunluk, balıkçılar için geçim kaynağını tehdit eden bir durum haline geldi. Sonuç olarak, hamsinin denizlerimizde kalıcı bir şekilde azalması, sektör için tehditler oluştururken, tüketicileri de tedirgin ediyor. Balıkçılar ise, zor durumda kalmakla birlikte, çözüm yolları aramak için aktif mücadele vermekte. Bu süreç, toplumun her bireyinin, denizlerin geleceği için destek vermesi ve bilinçli tüketim alışkanlıkları geliştirmesi gereken bir dönemi beraberinde getiriyor. Ayrıca, yaşanan bu sıkıntıların ne kadar süreceği ve balıkçılığın geleceği, buradan sonra da önemli bir gündem maddesi olmaya devam edecek.