2023 yılı Liseye Geçiş Sınavı (LGS), ülke genelinde birçok öğrencinin beklentisini karşılamadı ve sonuçlar ardından eğitim camiasında geniş yankı uyandırdı. Bu yılki sınavda özellikle sayısal ve sözel alanlarda sorulan soruların zorluk seviyesi, birçok öğrenciyi zor durumda bıraktı. Eğitimciler ve uzmanlar, bu durumun öğrencilerin gelecekteki akademik hayatlarını etkileyebileceği görüşündeler.
Sayısal bölümde, öğrencilerin karşılaştığı soruların karmaşık yapısı, matematik bilgisi kadar mantık yürütme yeteneklerini de test etti. Geometrik soruların yanı sıra, temel matematiksel işlemler üzerinde yoğunlaşan sorular, öğrencilerin sayısal düşünme becerilerini zorladı. Birçok öğrenci, özellikle zaman yönetimi konusunda sıkıntı yaşadı; zira soruların hepsi beklenenden daha fazla düşünme süresi gerektiriyordu. Bu durum, bazı öğrencilerin sınavın ikinci kısmına geçmeden önce tüm soruları yanıtlayamadıkları anlamına geldi. Eğitim uzmanları, bu tür yüksek zorluk seviyesinin öğrencilerin özgüvenini etkileyebileceğine dikkat çekiyor. Sayısal alanın bu zorluğunun, özellikle daha önce bu alanda başarılı olan öğrenciler üzerinde olumsuz bir etki yarattığı bildirilmektedir.
Sınavın sözel bölümünde de benzer bir durum söz konusuydu. Öğrenciler, edebiyat ve dil bilgisi kapsamında sorulan soruların seviyesinin pek de alışık oldukları düzeyde olmadığını ifade etti. Özellikle gramer bilgisi ve anlatım bozuklukları ile ilgili sorular, öğrencilerin daha önceki deneyimlerinden uzak bir seviyede konumlandırıldı. Bu durum, öğrencilere düşündüklerinden daha fazla zorluk yaşattı. Öğrenciler, bazı soruların içeriklerini anlamakta güçlük çekerken, şıklarda yer alan yanıltıcı seçenekler de akıllarında soru işaretleri oluşturdu. Sonuç olarak birçok öğrenci, bu bölümde de hedeflediği başarıyı elde edemedi.
Öğrencilerin, sınav boyunca yaşadıkları bu zorluklar, ailelerin de endişelenmesine neden oldu. Özellikle gelecekteki eğitim planlamaları açısından kaygı duyan birçok aile, çocuklarının LGS’deki performanslarının gelecekteki akademik hayatlarını nasıl etkileyeceği konusunda düşünceli. Eğitim uzmanları, sınavda geçirilen stresin ve yüksek beklentilerin, öğrencilerin eğitim sürecine olan bakış açısını değiştirebileceğine işaret ediyor. Ayrıca, sınav sonrası gelen değerlendirmeler ve analizler, eğitim sisteminin bu tür zorlukları nasıl aşması gerektiği konusunda gündeme önemli tartışmalar yaratıyor.
Sonuç olarak, bu yıl LGS sınavının soruları, hem sayısal hem de sözel alanda öğrencileri zor durumda bırakırken, eğitimciler ve veliler, gelecekteki sınavlar için ne tür önlemler alınabileceği konusunda kafa yoruyor. Öğrencilerin daha iyi bir sınav deneyimi yaşamaları için, Eğitim Bakanlığı ve Okul Yönetimleri yeni stratejiler geliştirmeye başlamalı. İşte tam bu noktada, sınav sisteminin adil ve eşitlikçi bir yapıda oluşturulması, tüm öğrencilerin benzer zorluklarla karşılaşmaması açısından oldukça önemli. Eğitimde fırsat eşitliği sağlanmadığı takdirde, pek çok öğrenci kendi potansiyelini gösteremeden bu tür sınavları atlatmak zorunda kalıyor. Eğitim sisteminin geleceği açısından bu kritik süreçte, öğrencilerin hak ettiği değeri alma fırsatını yakalamalarının sağlanması gerekmektedir.